Koltuk üstünde tepinmeden maç izleyemez miyiz?

Muhataplarına söylüyorum, üzerinize alınmaya kalkmayın hemen…

Evinizde benzeri olsa Nilüfer salonunun koltuklarından; tepesine çıkıp tepinir misiniz?

Hiç sanmam…

Kırılır, mala da zarar, bütçeye de…

Peki, ikametinde yapamayacağın bir eylemi, niye ‘devletin malı’na reva görürsünüz ki?

Yazık günah! ‘Bana ne!‘ diyemeyiz, çünkü o koltukların maliyeti; senin, benim bizim; kısaca söylemek gerekirse hepimizin vergilerinden kesilen paralarla karşılanıyor!..

İlle de ‘lay, lay, lay lay lom’ modunda hoplayıp zıplayarak deşarj olacaksan eğer; arada boşluk var in aşağıya istersen sabaha kadar horon tep…

Öyle değil ama üzerine horoz gibi tüneyince daha güzel oluyor (!) bağırıp çağırmak, o vücut ağırlığını kaldıramayan koltuklar da çatır çatır kırılıyor…

Bir değil, iki değil, her maç aynı vukuat…

Tribün Vandalizminden Frutti Extra Bursaspor kadar, TOFAŞ da şikayetçi…

‘Senin seyircin iyi, benimkisi kötü’ değil mevzu…

Kırıldıkça yenileri getiriliyor, getirildikçe de cepten hesapta olmayan paralar çıkıyor…

Bursaspor‘un ekonomik durumu malum. Sinekten yağ çıkartılıyor neredeyse. Menajer Nedim Yücel “Abi biz söyleyip, rica ettik ama bir işe yaramadı. Siz de yazarak bize yardımcı olun. Koltuklara para yetiştiremiyoruz!” dedi…

TOFAŞ’ın menajeri Tolga Öngeren de öyle…

“Galatasaray maçında hasar büyük. Geleni karpuz gibi koklayarak içeri alacak halimiz yok. Ricada bulunsak da bir şey değişmedi. Skor-board tarafındaki pota arkası en sakıncalı tribün. Edebinle maç izleyip, destek versinler. Yoksa böyle devam edecekse hiç gelmesinler, istemiyoruz!’ açıklamasında bulundu.

Zarar ziyan bilançosu da verelim ki daha iyi anlaşılsın.

Bursaspor taraftarı 81 koltuğu pert ederken(!),TOFAŞ cephesinde hasar 64 koltuk…

Bir koltuğun sıfır fiyatı 400 TL. ‘Tamir ederek kazanayım’ derseniz rakam 100 TL‘ye çıkıyor.

400 TLx 145 koltuk eşittir 58 bin TL.

Tamirle geri dönüşüm ise 145×100 TL: 14.500 TL

Salon Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü‘nün malı olduğu için her maç sonunda tutanak tutuluyor tesisin demirbaşlarına verilen olası zararlarla ilgili…

Nereler kırıp dökülmüşse artık, bir tutanakla saptanıp, paraları ya Bursaspor’dan ya da TOFAŞ’tan mahsup ediliyor.

Hesap ortada… Gitti mi maç hasılatının dörtte biri cebe girmeden devletin kasasına!..

İyi mi oluyor böyle yapılınca?

Devam mı, yoksa tamam mı?

Faydası olacağını hiç sanmasam da bir kez daha ricacı olalım iki kulüp adına seyircimizden…

Lütfen takımlarımıza desteği; plastik ürünü olduğu için kırılma riski yüksek koltukların üstüne çıkarak değil, oturarak verelim…

Devlet malı bunların hepsi, yani hepimizin ortak namusu, paraları vergilerimizden karşılanıyor, evinin eşyalarına nasıl davranıyorsan maç izlemeye geldiğin salona da aynı özeni göster…

Lütfen!..

xxx

Nilüfer’in tuvaletlerine pislikten girilmiyor 

Nilüfer‘deki salonun isim hakkını TOFAŞ 10 yıllığına üzerine almasaymış, burada tek resmi maç oynatılamazdı, bilmeyen öğrensin!

Her yerine yetişmeye çalıştı TOFAŞ aldığı yıl itibarıyla. Teknik aksamından soyunma odasına, skor board’undan parkesine, koltuğundan tamirine kadar…

Aslında salonu; müteahhidi tam bitirmeden teslim almak tek başına facia olsa da o günün atmosferinde estirilen siyaset rüzgârıyla gözler kör, kulaklar sağır oluverdi.

TOFAŞ neresinde sorun varsa oraya yetişti, inkar eden çıkarsa Allah çarpar!

Bugün tesisin kliması ya da ısıtma sistemi bozulmaya görsün, elinde tamir edecek teknik personeli yok bölgenin…

‘Gelip TOFAŞ bakarsa ne ala, yoksa Allah’a emanet, ne para, ne de eleman…’

Öyle bir yaslanmışlar ki ‘Nasılsa Koç grubu, bunlara koymaz!’ diyerek; dolmuş taşmış durumda karşı taraf, bakalım nerede film kopacak? …

Niye mi yazdım bunları…

Bırakın haftaları, belki de 1 yıldır kimsenin umursayıp da üzerine gitmeyi düşünmediği ‘kenef’ rezaleti yüzünden!

Zaten hiçbir şeye gücünüzün yettiği yok; maazallah ‘kazan, boru patlar, elektrik ampulü yanar, parke kırılacak’ olursa elinizin altında ‘enayi hazır, nasıl olsa ‘TOFAŞ‘a havale edersiniz olup biter anlarım da hiç olmadı şu tuvaletlere bakıverin; burnunu tuta tuta girip, çıkıyor millet.

Üst katıyla, alt katıyla her yer leş gibi, pislik, koku; daha ne söyleyeyim?

6 pisuvar varsa örneğin bir tuvalette; 4’ünü yok sayın. Sensörleri çalışmadığı için üzerine kağıtla uyarı yazısı yapıştırmışlar ‘Arızalı’ diye, oh ne kolay değil mi?

Aynı tuvalette bir de engelli/ klozeti var; sifon bozuk, basınca su akmıyor, herhalde öyle kullanmış kimse o maganda artık; içi ise öbek öbek:)) içi dışına çıkıyor insanın yanına gidince; ne demek istediğimi anlamışınızdır.

Mümkün olduğunca girmemeye çalışıyorum bu gaita ve idrar çukurlarına…’Küçük su ihtiyacım‘ gelirse de; ‘ev nasılsa yakın’ diye tuta tuta koşturuyorum; günün birinde prostat olursam sorumlusu bu salonun sorumsuzlarıdır!..

Bu kadarla kalsa yine iyi…

Lavaboda musluklar tutanın elinde kalmış. İçine sümküren medeniyetsizin ifrazatı ise öylece kupkuru. Elini yıkayacaksın sabunluk yok, çubuğunu çıkartan fırlatmış atmış, öylece duruyor.

Koymuşlar bir sıvı deterjan kutusu lavaboların yanına. İçinde ara ki sabunu bulasın…

Ama beyefendilerin kullanacağı özel. Büfenin hemen yanında, ne var ki kapısı sürekli kilitli. Herhalde ‘başkası içeri girmesin’ diyedir… Temiz pak ediyorlardır da çünkü müdür tayfası var!..

Ama ya seyirciler; yani maç izlemeye gelen bizler?..

Tutamıyorum kendimi artık, söyleyeceğim.

Hepimizi ‘bok içinde yüzen’ tuvaletlere layık görenlere yazıklar olsun!..

‘Yetkili, müdür, amir’ her kimse muhatabı…

Ne iş yaparsınız arkadaşlar siz? Hiç mi girip, bakılmaz buralara, hiç mi denetlenmez?..

‘Personel sorunu’ yaşansa da maç günleri üç beş kuruşa dışarıdan birilerini tutup, getirseniz çözümdür, iş arayan onca insan var sokaklarda.

Nilüfer’deki bu salon, olimpik bir tesis üstelik. Basketbol Milli Takımımızın maçlarına mekân oldu, olmaya da devam edecek…

Yarın öbür gün dışarıdan seyirci gelecek olsa; içeri giremeyen karşıdaki duvarların dibine çömer…

Gençlik Spor İl Müdürü Hüseyin Ünsal‘ı ‘bu devirde, bu rezalet’ dedirten skandala el koymaya davet ediyorum!

Sizi maçlarda hiç göremesek de(!) bir zahmet uğrayın buraya sayın müdürüm, ‘Yalan; yok öyle bir şey!’ diyorlarsa gelin ben gezdireyim sizi, yalan mı doğru mu görün… (Bu yazıdan sonra sorun çözülürse katkımız olacağı için sevinç duyarım)

Nilüfer’in tuvaletlerini de TOFAŞ’ın temizleyecek hali yok herhalde; o kadarı da ayıp olur!..