Tofaş basınla buluştu
Genel Menajerimiz Tolga Öngören ve Başantrenörümüz Orhun Ene, play-off’lar öncesinde Bursa’da görev yapan basın mensuplarıyla yemekte bir araya gelerek soruları yanıtladı.
Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde normal sezonu, son 9 haftada aldığı 8 galibiyetle (toplamda 15 galibiyet-15 mağlubiyet) 7. sırada tamamlayarak play-off’lara katılma hakkı kazanan TOFAŞ’ta Genel Menajer Tolga Öngören ve Başantrenör Orhun Ene, Fenerbahçe Beko ile oynanacak çeyrek final serisi öncesi basın mensuplarıyla bir araya geldi. Kulüp tarafından geleneksel olarak düzenlenen “Medyayla Sohbet Buluşmaları” organizasyonunda açıklamalarda bulunan Öngören, “En son burada sizlerle bir araya geldiğimizde takım olarak daha farklı bir konumdaydık, daha farklı şeyler konuşuyorduk. Basketbol Süper Ligi play-off’ları öncesi bir durum değerlendirmesi yapmak, sizlerle tekrar bir araya gelmek istedik. Bursa bu yıl BSL play-off’larında 2 takım ile temsil edilecek. Ayrıca MG Spor’un U14 Takımı’nın Türkiye Şampiyonası’nda üçüncü olmasıyla Bursa’da uzun yıllar sonra ilk defa Tofaş dışında bir kulüp altyapılarda derece yapmış oldu. Şehirde basketbolun geldiği yer kulübümüzün ortaya koyduğu “Basketbol kenti Bursa” vizyonuna da oldukça destek veriyor. Şimdi önümüzde play-off’lar var. Fenerbahçe Beko ile oynayacağımız play-off çeyrek serisine 27 Mayıs Cumartesi günü İstanbul’da başlayacağız. Serinin ikinci maçını ise 31 Mayıs Çarşamba günü saat 20.30’da evimizde oynayacağız. Bütün Bursalı basketbol severleri gerek Tofaş maçına, gerek Frutti Extra Bursaspor maçına davet etmek isterim. Umuyorum Bursa’nın 2 temsilcisi de turu geçer ve belki de play-off’un sonu çok başka bir yere gider” değerlendirmesini yaptı.
Tofaş Basketbol Takımı’nın Başantrenörü Orhun Ene de en kötü günde bile kendilerini salonda yalnız bırakmayan Bursalı basketbol severlere, ‘kazanmak için elinden geleni ortaya koyan’ takım kimliğini play-off’ta da izlettirmeye devam etmek istediklerini söyledi. Play-off’a katılma hakkı kazanmalarına rağmen halen daha iyi şeyler yapmaya aç, beraber oynama arzusu taşıyan ve bunu yeterli bulmayan bir ekip olduklarını vurgulayan başarılı çalıştırıcı, “Sporun sevildiği bir şehir Bursa ve spor ile ilgili önemli bir basın mensubu grubu var burada. O anlamda her ne kadar şehir, futbolda özlediğimiz yerde olmasa da gerek bizim, gerek Frutti Extra Bursaspor’un katkılarıyla basketbolun son dönemdeki bu çıkışıyla; spora olan ilgisini, açlığını halen yaşatıyor. Şahsen, Anadolu’dan aynı şehirdeki 2 kulübün böyle bir mücadeleye ortak olmasını çok değerli buluyorum. Kötü başladığımız bir sezonda play-off’a girmek, kuruma ve şehri karşı olan görevimizi yapmak adına üzerimizde büyük bir sorumluluk yaratmıştı. Bu sorumluluğu sonuca olumlu şekilde yansıttığımız için hem takım olarak, hem de teknik ekip olarak mutluluk duyuyoruz. Ancak halen daha; iyi şeyler yapmaya aç, beraber oynama arzusu taşıyan ve bunu yeterli bulmayan bir ekibiz. Son 9 haftada oynadığımız basketbolu takip edenler sahada özgüvenimizin nereye geldiğini, oyunumuzu nasıl etkilediğini gördü. Kulübün tecrübeli bir geçmişinin olması, imkanlarının olması, beraber çalıştığımız arkadaşlarımızın da esasında hepsinin birer değerli oyuncu olmasının vermiş olduğu şansla hem sahada oyun olarak hem de takım olma adına çok önemli bir mesaj verdik. Bizi çok kötü günde bile salonda yalnız bırakmayan Bursalı basketbol severlere o mücadeleyi, o kazanma arzusunu ve kazanmak için elimizden geleni sahada ortaya koymayı Fenerbahçe Beko serisinde de gerçekleştirmeye çalışacağız. İyi basketbol kadar kendi sahamızdaki atmosfer de çok önemli olacak. Eğer biz deplasmanda üstümüze düşen görevi yerine getirirsek, iç sahada da o destekle beraber sonuca gitmeye çalışacağız. Tabii ki oynadığımız takım çok değerli bir takım, çok iyi oyunculardan kurulu bir ekip ama basketbolda her sonuç alınabiliyor. Kendimize güveniyoruz” ifadelerini kullandı.
ORHUN ENE: TOFAŞ DAHA YUKARILARI HAK EDEN BİR KULÜP
Kulüpteki ikinci dönemi ve takımın düşme hattından play-off potasına yükselmesiyle ilgili yöneltilen bir soru üzerine Orhun Ene şu değerlendirmeyi yaptı; “Antrenör ile kulübün birbirine uyum sağlaması lazım. Eğer iki taraf organik olarak uyum sağlıyorsa; birbirinin çalışma etiğine dair geçmişten gelen bir güven ortamı varsa sonraki olan birlikteliklerde ‘bir süreliğine bir yere gitmiş yabancı olmayan birinin geri dönmesi’ gibi bir durum ortaya çıkabiliyor. Bir antrenör için sezon ortasında takım almak zor bir karar. Çünkü kurmadığınız bir ekip, o ekibe müdahale ederken, iyi şeyleri ortaya çıkarmaya çalışırken bazı şeyleri bozabiliyorsunuz. Ama burada bu yapıda kulüp bildiğim bir kulüp, teknik ekip bildiğim bir teknik ekip. Burada idari ekibin bu işi çevireceğine dair teknik ekibe olan güveni; taraftarlarımızdan da aldığımız bu olumlu destekle beraber bütün bunlar pozitif bir enerji yaratıyor ve takım da bunun farkına varıyor. Esasında basketbol olarak kaliteli ama özgüveni kaybolmuş bir ekip vardı burada. Buna inanan ve salona gelen seyirci desteği, o desteği gösteren yönetim ve söylediğimiz şeyleri hemen alacak, uygulamaya hazır; aç oyuncu grubu.. Kulübe ve buradaki programa olan inancımla birlikte aldığımız seri galibiyetlerle bu özgüveni yerine getirerek hedeflerimize ulaşmış olduk. TOFAŞ; Türk basketbolunda çok özel ve daha yukarılarda olmayı hak eden bir kulüp. Bu kulüpte çalışmak, bu kulüpte, bu şehirde antrenör olmak gerçekten ayrıcalık. Çünkü sadece işinize ve basketbola odaklanıyorsunuz. Çok kaliteli ve seviyeli bir seyirci grubu var. Sporun daha iyi olması için katkı veren yöneticilerle çalışıyorsunuz. Onun için bir antrenör olarak bunlar önemli avantajlar. Bütün bu avantajları doğru bir felsefeyle, doğru bir sistemle, doğru bir hazırlıkla sonuca yansıtmak önemli. Bu kulüpte bu devamlılığı sağlayacak ortam var. Yeter ki siz doğru bir kimya kurun ve teknik anlamda da doğru basketbolu bu kimya ile ortaya koyun.”
ORHUN ENE: TOFAŞ DAHA YUKARILARI HAK EDEN BİR KULÜP
Kulüpteki ikinci dönemi ve takımın düşme hattından play-off potasına yükselmesiyle ilgili yöneltilen bir soru üzerine Orhun Ene şu değerlendirmeyi yaptı; “Antrenör ile kulübün birbirine uyum sağlaması lazım. Eğer iki taraf organik olarak uyum sağlıyorsa; birbirinin çalışma etiğine dair geçmişten gelen bir güven ortamı varsa sonraki olan birlikteliklerde ‘bir süreliğine bir yere gitmiş yabancı olmayan birinin geri dönmesi’ gibi bir durum ortaya çıkabiliyor. Bir antrenör için sezon ortasında takım almak zor bir karar. Çünkü kurmadığınız bir ekip, o ekibe müdahale ederken, iyi şeyleri ortaya çıkarmaya çalışırken bazı şeyleri bozabiliyorsunuz. Ama burada bu yapıda kulüp bildiğim bir kulüp, teknik ekip bildiğim bir teknik ekip. Burada idari ekibin bu işi çevireceğine dair teknik ekibe olan güveni; taraftarlarımızdan da aldığımız bu olumlu destekle beraber bütün bunlar pozitif bir enerji yaratıyor ve takım da bunun farkına varıyor. Esasında basketbol olarak kaliteli ama özgüveni kaybolmuş bir ekip vardı burada. Buna inanan ve salona gelen seyirci desteği, o desteği gösteren yönetim ve söylediğimiz şeyleri hemen alacak, uygulamaya hazır; aç oyuncu grubu.. Kulübe ve buradaki programa olan inancımla birlikte aldığımız seri galibiyetlerle bu özgüveni yerine getirerek hedeflerimize ulaşmış olduk. TOFAŞ; Türk basketbolunda çok özel ve daha yukarılarda olmayı hak eden bir kulüp. Bu kulüpte çalışmak, bu kulüpte, bu şehirde antrenör olmak gerçekten ayrıcalık. Çünkü sadece işinize ve basketbola odaklanıyorsunuz. Çok kaliteli ve seviyeli bir seyirci grubu var. Sporun daha iyi olması için katkı veren yöneticilerle çalışıyorsunuz. Onun için bir antrenör olarak bunlar önemli avantajlar. Bütün bu avantajları doğru bir felsefeyle, doğru bir sistemle, doğru bir hazırlıkla sonuca yansıtmak önemli. Bu kulüpte bu devamlılığı sağlayacak ortam var. Yeter ki siz doğru bir kimya kurun ve teknik anlamda da doğru basketbolu bu kimya ile ortaya koyun.”